Şimal Deniz okuluna başladı. İlk gün, ilk dakikalarda yaşadığı ürkeklik dışında okulu sevdi. Dili yetersiz olmasına rağmen okula gitmekte isteksiz değil.
Sınıfı 20 kişilik ve uluslararası bir okul. Amerika, Yunanistan, Finlandiya, İtalya, Suriye, Endonezya ve daha birçok farklı ülkeden arkadaşları var. Sınıfta iki temel öğretmen dışında bilgisayar, müzik ve jimnastik gibi derslerde branş öğretmenleri de mevcut.
Sınıflar aydınlık, boydan boya camlı ve çocuklar masaların etrafında grup hâlinde oturuyor. Tüm kitaplar, defterler ve bazı temel malzemeler okul tarafından verildi. Şimal’in İngilizcesi yetersiz olduğu için ona ekstra İngilizce dersleri veren bir öğretmen de var.
İlk hafta okula gelen tüm yeni veliler için bir toplantı düzenlenip okul ve bazı öğretmenler tanıtıldı. İkinci hafta ise sınıf öğretmeni toplantı yaparak dönem içinde işlenecek konular hakkında bilgi verdi. Ayrıca dönem içinde yapılacak sınavlar ve çocuğunuzla ilgili genel durum değerlendirmesi için Kasım ayı sonunda her veliye ayrı ayrı randevular oluşturuldu.
Burada da “sınıf annesi” uygulaması var. Sınıf annesi, öğretmenle veliler arasındaki iletişimi sağlıyor. Ders saatleri haftada bir gün öğleye kadar sürüyor; onun dışında bizdeki tam gün okul sistemiyle aynı şekilde düzenlenmiş.
Sabahları çoğu kişi çocuğunu bisikletle okula bırakıyor. Bazı büyük çocuklar ise kendileri geliyor. “Yağmurda nasıl oluyor acaba?” diyordum ama burada yağmur çamur demeden bisikletli hayat devam ediyor. Büyük, küçük, yaşlı, takım elbiseli, elbiseli demeden herkes bisiklete biniyor. Türkiye’de ben Şimal’i 500 metre mesafeye yürüyerek göndermeye cesaret edemiyorum ama Şimal’in bazı arkadaşları okula bisikletle ve tek başına 30 dakikalık yoldan geliyor.
Tabii burada bir fark var: Adımınızı yaya geçidine attığınız anda arabalar duruyor. Bisiklet yolları ve trafik işaretleri tamamen ayrı. Yaşam buna uygun şekilde düzenlenmiş.
Helin’e gelince… Helin için birçok kreşe yazılmıştım ama aylık fiyatlar 1600 Euro civarında olunca ümidimi kesmiştim. Neyse ki “bir bilen arkadaş” her zaman iyi oluyor. Burada “peuterspeelzaal” yani oyun grubu diye bir sistem var. Çocuğunuzu haftada iki gün, öğleden önce ya da öğleden sonra götürebiliyorsunuz. Fiyatı da gelirinize göre belirleniyor. Aylık 30-40 Euro, hatta belki daha az ödeyerek biraz da olsa dinlenme imkânınız oluyor. Helin de oraya başlayacak.
Groningen’de https://sksg.nl/ ve https://www.kidsfirst.nl/ adında iki büyük kurum var. Bunlardan size en yakın olanı gidip ziyaret edebilirsiniz. Biz 2-3 tane randevu alıp gezdik. Bakalım orada nasıl bir deneyim yaşayacağız.
Şimdilik bu kadar. Ancak burada var olan sistem ile Türkiye’deki sistem arasındaki farklılıkları, fırsat buldukça ve yeni şeylerle karşılaştıkça sizinle paylaşacağım. PISA araştırmalarına göre öğrenci mutluluğu açısından biz son sıralarda yer alırken Hollanda ilk sıralarda. Bu mutluluğun kaynağını yaşayarak göreceğiz umarım.
Her bakımdan mutlu olacağımız günler diliyorum…
Sevgiyle kalın.