Ailemle postdoc etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ailemle postdoc etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2017 Pazar

Akran zorbalıklarından biri : Sosyal dışlanma

   

 Sosyal dışlanma deyince aklınıza ne geliyor? Yabancı olmaktan kaynaklı bir dışlanma mı? Bahsetmek istediğim daha çok çocuklar arasında yaşanan, zorbalık türlerinden biri. Peki neden benim gündemimde böyle bir konu var derseniz nedeni kızımın bu tür bir davranışa maruz kalması. Farklılıkların doğal olduğu bir yerde bile buna rastlamak mümkün. Bazı çocuklar mizaçları gereği, bazıları ise ailelerinin onlara karşı tutumundan kaynaklı olarak böyle bir tutum geliştiriyor bence.  Sınıfındaki kızlardan birisi Şimal ile oynamak istemiyor. Olabilir, herkes herkes ile oynamak zorunda değil ama başkalarının da oynamasına engel oluyorsa, işte o zaman bu bir sorun haline geliyor. Peki  bu konuda çocuğumuza nasıl yardım edebiliriz diye düşünüp bir kaç yazı okudum.
       Okuduklarımı özetlersem: Sosyal dışlanma özellikle kızlar arasında yaygın bir durum ve böyle bir davranışa maruz kalan çocuğun kendine olan güveni zarar görüyor. Acaba bende bir kusur mu var, ben sevilmeyecek biri miyim gibi hislere kapılabiliyor. Akranları tarafından dışlanan çocuğu ailesi koşulsuz kabul etmeli, sevmeli ve ayrıca iletişim kurma yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olmalıdır, Bu durum okulda yaşanıyorsa öğretmen ile iletişime geçilmelidir. Öğretmenin diğer çocukların zorbalıklarından haberi olmayabilir. Ayrıca öğretmeni ile konuşarak onun akranları ile ilişkilerinde neler gözlemlediği konusunda bilgi almak da faydalı olabilir. Öğretmenin dışlanan çocuğa sınıf içinde bir takım görevler vererek onun statüsünü artırması arkadaşları arasında kabul görmesini kolaylaştırabilir, diyor uzmanlar.
         Peki biz ne yaptık, sorunu nasıl çözdük derseniz aslında sorun bana geldiğinde çözülmüştü bile. Çünkü sınıf arkadaşlarından bazıları bu durumdan rahatsız olup aileleri ile konuşmuş. O velilerden biri de sınıf öğretmeni ile iletişime geçip çocukla öğretmenin konuşmasını rica etmiş. Ben öğretmen ile konuştuğumda öğretmen gerekli konuşmayı yapmış ve ilişkiler rayına girmeye başlamıştı.
      Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Aslında bizim düşündüğümüzden daha fazla bu tür olaylara maruz kalıyor çocuklar ve bu da bir tür şiddet. Kötü olan ise zorbalığı gören çocuğun ailesi ile zorbalığı yapan çocuğun ailesinin davranışı yorumlayışının farklı olması. Oysa aile zorbalığı zorbalık olarak görmediği sürece bu sorunu çözmek için de adım atmayacaktır. Bu da ilerde daha büyük sorunlara yol açabilir. O halde her türlü zorbalığın uzağımızda olduğu, sorunların görmezden gelinerek çözülemeyeceği gerçeğini  aklımızda tutacağımız çözüm odaklı, sağ duyulu, sağlıklı ve mutlu günler hepimize... 

1 Ekim 2017 Pazar

Groningen'de Egitim






Şimal Deniz okuluna başladı. İlk gün, ilk dakikalarda yaşadığı ürkeklik dışında okulu sevdi. Dili yetersiz olmasına rağmen okula gitmekte isteksiz değil.

Sınıfı 20 kişilik ve uluslararası bir okul. Amerika, Yunanistan, Finlandiya, İtalya, Suriye, Endonezya ve daha birçok farklı ülkeden arkadaşları var. Sınıfta iki temel öğretmen dışında bilgisayar, müzik ve jimnastik gibi derslerde branş öğretmenleri de mevcut.

Sınıflar aydınlık, boydan boya camlı ve çocuklar masaların etrafında grup hâlinde oturuyor. Tüm kitaplar, defterler ve bazı temel malzemeler okul tarafından verildi. Şimal’in İngilizcesi yetersiz olduğu için ona ekstra İngilizce dersleri veren bir öğretmen de var.

İlk hafta okula gelen tüm yeni veliler için bir toplantı düzenlenip okul ve bazı öğretmenler tanıtıldı. İkinci hafta ise sınıf öğretmeni toplantı yaparak dönem içinde işlenecek konular hakkında bilgi verdi. Ayrıca dönem içinde yapılacak sınavlar ve çocuğunuzla ilgili genel durum değerlendirmesi için Kasım ayı sonunda her veliye ayrı ayrı randevular oluşturuldu.

Burada da “sınıf annesi” uygulaması var. Sınıf annesi, öğretmenle veliler arasındaki iletişimi sağlıyor. Ders saatleri haftada bir gün öğleye kadar sürüyor; onun dışında bizdeki tam gün okul sistemiyle aynı şekilde düzenlenmiş.

Sabahları çoğu kişi çocuğunu bisikletle okula bırakıyor. Bazı büyük çocuklar ise kendileri geliyor. “Yağmurda nasıl oluyor acaba?” diyordum ama burada yağmur çamur demeden bisikletli hayat devam ediyor. Büyük, küçük, yaşlı, takım elbiseli, elbiseli demeden herkes bisiklete biniyor. Türkiye’de ben Şimal’i 500 metre mesafeye yürüyerek göndermeye cesaret edemiyorum ama Şimal’in bazı arkadaşları okula bisikletle ve tek başına 30 dakikalık yoldan geliyor.

Tabii burada bir fark var: Adımınızı yaya geçidine attığınız anda arabalar duruyor. Bisiklet yolları ve trafik işaretleri tamamen ayrı. Yaşam buna uygun şekilde düzenlenmiş.

Helin’e gelince… Helin için birçok kreşe yazılmıştım ama aylık fiyatlar 1600 Euro civarında olunca ümidimi kesmiştim. Neyse ki “bir bilen arkadaş” her zaman iyi oluyor. Burada “peuterspeelzaal” yani oyun grubu diye bir sistem var. Çocuğunuzu haftada iki gün, öğleden önce ya da öğleden sonra götürebiliyorsunuz. Fiyatı da gelirinize göre belirleniyor. Aylık 30-40 Euro, hatta belki daha az ödeyerek biraz da olsa dinlenme imkânınız oluyor. Helin de oraya başlayacak.

Groningen’de https://sksg.nl/ ve https://www.kidsfirst.nl/ adında iki büyük kurum var. Bunlardan size en yakın olanı gidip ziyaret edebilirsiniz. Biz 2-3 tane randevu alıp gezdik. Bakalım orada nasıl bir deneyim yaşayacağız.

Şimdilik bu kadar. Ancak burada var olan sistem ile Türkiye’deki sistem arasındaki farklılıkları, fırsat buldukça ve yeni şeylerle karşılaştıkça sizinle paylaşacağım. PISA araştırmalarına göre öğrenci mutluluğu açısından biz son sıralarda yer alırken Hollanda ilk sıralarda. Bu mutluluğun kaynağını yaşayarak göreceğiz umarım.

Her bakımdan mutlu olacağımız günler diliyorum…
Sevgiyle kalın.


28 Ağustos 2017 Pazartesi

Groningen'de ilk günler



Yeni bir yer, yeni bir düzen. Türkiye'de alıştığımız bazı şeyler burada farklı. Mesela ne mi? Anlatayım: Geldiğimiz gün önce markete gittik,  bir şeyler almak lazım. Aldık, geldik kasaya. Poşet ya da çanta alırsanız ücretli. Hatta normal dükkanlarda da ücretsiz vermek yasakmış. Ya çantanızı yanınızda götüreceksiniz ya da alacaksınız. İlk gün bir tane edindik ve onu kullanıyoruz. Bu şekilde doğada yok olması çok uzun zaman alan poşetleri daha az kullanmış oluyoruz. Doğaya ve ekonomiye katkı sağlanıyor ve alışınca da insan ne çok poşet tüketiyoruz Türkiye'de demekten kendini alamıyor.

İkinci farklılık çöp konusunda. Çöpünüzü götürüp istediğiniz yere atamıyorsunuz. Bir kartınız oluyor, üzerinde yazan numaranın olduğu çöp kutusuna onu okutarak açıp çöplerinizi atıyorsunuz. Çöpler cam, kağıt ve genel olarak ayrılıyor. Genel çöpler için gri renkli konteynerler var. Cam ve kağıt için ise sarı ve mavi renkli ve tekstil için de pembe renkli konteynır mevcut, inşaat atıkları için de özel yerler varmış. Gidip oraya verme hakkınız varmış ama yılda üç kereden fazla olursa ücrete tabi anladığım kadarıyla. http://fleximap.groningen.nl/gnmaps/containers/ websitesinde 'Zoeken'e tıklayıp adres bilgilerini girerek çöp atacağınız konteynırları görmeniz mümkün.
 Eğer kira sözleşmesini her şey dahil yapmadıysanız bazı vergi ödemeleri yapmanız gerekiyor. Çöp vergisi, kanalizasyon vergisi ve su vergisi gibi.  Ayrıca gaz ve elektrik için düzenli her ay belirli ödeme yapılıyor.  Yıl sonunda fazla harcama yaptıysanız ekstra para ödüyormuşsunuz. Eğer az ise de fazla ödediğinizi geri alıyormuşsunuz. Su ödemeleri de benzer şekilde. Su oldukça temiz ve musluktan su içebiliyor.
Bu arada buraya geldiğinizde gitmeniz gereken yerlerden biri "International Welcome Center North (IWCN)". Tabi randevu ile gidiliyor. Okul IWCN'ye haber veriyor onlarda mail ile sizden bazı belgeler istiyor ve asıllarını da yanınızda getirmenizi talep ediyor ve geliş tarihinize göre randevu oluşturuluyor. Bu ziyaret önemli çünkü  BSN denilen numarayı alıyorsunuz ki bir çok iş bu numara ile yapılıyor. Ayrıca oturma izni kartınızı da yine IWCN'den teslim alıyorsunuz. Burada yapılan işlem ile aslında belediyeye kayıt olmuş oluyorsunuz. Bu kayıt esnasında size en geç 4 ay içinde sağlık sigortası yapmanız gerektiği söyleniyor. Ama önce banka işlerini çözmelisiniz ki ödemeler kolay olsun.
BSN aldığınızda banka hesabı açabilirsiniz. Tabi oraya giderken de bazı belgeler götürmeniz gerekiyor. Bunların ne olacağı konusunda IWCN'den size verilecek olan kitapta bilgiler var. Ben BSN dışında, kira sözleşmemi, aldığım bursu gösteren belgeyi götürdüm ve sorunsuzca hesabımı açtırdım. Hesap açma işlemi sonrasında 5 iş günü içinde posta ile kartınız şifreniz gibi bilgiler ayrı ayrı gönderiliyor size.
Bu arada bir de okulun International Service Desk'i sizi randevu ile çağırıp onlar da bir takım broşürler veriyor size. Tabi orada ben sağlık sigortasını sordum. https://www.aonstudentinsurance.com/students/en/ bu adresten online olarak sağlık sigortası yaptırıyorsunuz. Sonrasında da doktor için ismi 'huisart' olan bir çeşit aile doktoruna kayıt olmanız gerekiyormuş. Bu kayıt işini yaptırmadık henüz. Detayları yazarım.
Önemli bir bilgi daha: Çocukla geliyorsanız aşı kartlarınızı getirmeyi unutmayın. Posta ile bir mektup geldi ve varsa bunların fotokopisi istendi. Ayrıca yine mektup ile haber verip eve bir hemşire gönderdiler. Aşılar tam mı bilgi almak için. Bu arada tüm yazışmalar Flemenkçe ama neyse ki google çeviri var. Bir de resmi işleri yapmak için DigiD almanız gerekiyor şu siteden https://digid.nl/aanvragen. Onun sayesinde bir çok resmi kurumla yazışmanız mümkün. tabi almak için BSN numaranız olmalı.
Okul meselesi ile ilgili ayrıca yazacağım sanırım. Şimdilik bu kadar. İlk gözüme çarpan farklılıklar bunlar. Yakında tekrar görüşmek dileğiyle. Groningen'den sevgiler...







15 Ağustos 2017 Salı

İstanbul'dan Groningen'e Gidiş




Türkiye'den ayrılmadan önce telefon tarifelerinin değiştirilip, Türkiye'de yapılması gereken banka işlemlerinde sorun yaşanmaması için bankalara haber verilmesi, kullanılmayacak hizmetlerin kapatılması derken Groningen'e vardık. Peki 5 valiz, 3 sırt çantası ve 2 çocuklu yolculuk nasıl geçti diye merak edenler için yazayım. Uçak Amsterdam'a ineceği için Amsterdam'dan Groningen'e tren ile gitmemiz gerekti. Kötü olan ise bu hatta bir tamirat olduğu için trende bir kez, sonrasında da otobüs ile olmak üzere 2 değişim ile Groningen Tren İstasyonu'na vardık. Oradan ise valiz çok olduğu için taksi ile eve geçtik. Nazancığımın tavsiyesi ile Groningen'e giderken bineceğimiz tren biletleri uygun olsun diye facebook grupları olduğunu öğrendim ve Easy Group Return Tickets - ALL stations & routes - DUTCH BANK or PAYPAL grubundan Sreehari Tamraparani isimli kişiden bileti aldım. Daha doğrusu benim Hollanda'da hesabım olmadığı için arkadaşım benim için aldı. Ancak biletler gece geç vakitte gönderildiği için biletlerin çıktısını almadan uçağa bindik. Amsterdam'a inince biletlerin çıktısını almamamız gerektiğini öğrendik ama nerede çıktı alacağımızı bulmak zor oldu. Servis point yazan bir yerden tanesi 3.5 eurodan çıktı aldık. Ancak sonradan öğrendim ki  şu uygulama da aynı işi görüyormuş: http://www.ns.nl/en/travel-information/ns-on-your-mobile/travel-planner-xtra.html. Yani çıktı almaya gerek yokmuş. Yazarken kısa ama yaşarken uzun geçen yolcuğumuz sonunda yeni evimize sağ salim vardık. Peki Groningen'deki yaşam nasıl merak ediyor musunuz? Bir sonraki yazıyı bekleyin derim. Sevgiler...

Not: Biz bilet alırken sorun yaşamadık ama biz geldikten sonra bilet alma koşulları değiştirildi tren şirketi tarafından. Dolayısıyla yukarıdaki kişinin güvenilirliği konusunda da emin değilim artık. ama üzülmeyin. İki tane sayfa buldum her ay düzenli olarak hollanda genelinde biletlerde uygulanan indirimleri görüp en uygun olanı seçebilirsiniz.