motheroflittlegirl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
motheroflittlegirl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2017 Pazar

Akran zorbalıklarından biri : Sosyal dışlanma

   

 Sosyal dışlanma deyince aklınıza ne geliyor? Yabancı olmaktan kaynaklı bir dışlanma mı? Bahsetmek istediğim daha çok çocuklar arasında yaşanan, zorbalık türlerinden biri. Peki neden benim gündemimde böyle bir konu var derseniz nedeni kızımın bu tür bir davranışa maruz kalması. Farklılıkların doğal olduğu bir yerde bile buna rastlamak mümkün. Bazı çocuklar mizaçları gereği, bazıları ise ailelerinin onlara karşı tutumundan kaynaklı olarak böyle bir tutum geliştiriyor bence.  Sınıfındaki kızlardan birisi Şimal ile oynamak istemiyor. Olabilir, herkes herkes ile oynamak zorunda değil ama başkalarının da oynamasına engel oluyorsa, işte o zaman bu bir sorun haline geliyor. Peki  bu konuda çocuğumuza nasıl yardım edebiliriz diye düşünüp bir kaç yazı okudum.
       Okuduklarımı özetlersem: Sosyal dışlanma özellikle kızlar arasında yaygın bir durum ve böyle bir davranışa maruz kalan çocuğun kendine olan güveni zarar görüyor. Acaba bende bir kusur mu var, ben sevilmeyecek biri miyim gibi hislere kapılabiliyor. Akranları tarafından dışlanan çocuğu ailesi koşulsuz kabul etmeli, sevmeli ve ayrıca iletişim kurma yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olmalıdır, Bu durum okulda yaşanıyorsa öğretmen ile iletişime geçilmelidir. Öğretmenin diğer çocukların zorbalıklarından haberi olmayabilir. Ayrıca öğretmeni ile konuşarak onun akranları ile ilişkilerinde neler gözlemlediği konusunda bilgi almak da faydalı olabilir. Öğretmenin dışlanan çocuğa sınıf içinde bir takım görevler vererek onun statüsünü artırması arkadaşları arasında kabul görmesini kolaylaştırabilir, diyor uzmanlar.
         Peki biz ne yaptık, sorunu nasıl çözdük derseniz aslında sorun bana geldiğinde çözülmüştü bile. Çünkü sınıf arkadaşlarından bazıları bu durumdan rahatsız olup aileleri ile konuşmuş. O velilerden biri de sınıf öğretmeni ile iletişime geçip çocukla öğretmenin konuşmasını rica etmiş. Ben öğretmen ile konuştuğumda öğretmen gerekli konuşmayı yapmış ve ilişkiler rayına girmeye başlamıştı.
      Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Aslında bizim düşündüğümüzden daha fazla bu tür olaylara maruz kalıyor çocuklar ve bu da bir tür şiddet. Kötü olan ise zorbalığı gören çocuğun ailesi ile zorbalığı yapan çocuğun ailesinin davranışı yorumlayışının farklı olması. Oysa aile zorbalığı zorbalık olarak görmediği sürece bu sorunu çözmek için de adım atmayacaktır. Bu da ilerde daha büyük sorunlara yol açabilir. O halde her türlü zorbalığın uzağımızda olduğu, sorunların görmezden gelinerek çözülemeyeceği gerçeğini  aklımızda tutacağımız çözüm odaklı, sağ duyulu, sağlıklı ve mutlu günler hepimize... 

24 Haziran 2017 Cumartesi

Minik Poğaça





Uzun bir zamandan sonra yeni bir tarif eklemek istedim.  Hollanda'ya gidiş hazırlıklarımız nedeniyle yoğunum. Zaman yaklaştıkça yoğunluk artıyor. Bir de son dakikaya kalmış işlerden hoşlanmayan biri olarak elimde olmayan, müdahale edemediğim bu sıkışıklık beni strese sokuyor. Akışına bırakmayı öğreniyorum zor ama. Ev arama çalışmaları da sürüyor bu arada.  Bayram da geldi. Düşündüm ki bir  tarif ekleyeyim ve bu vesile ile bayramlaşalım. Sevdiklerinizle birlikte olabildiğiniz, sağlıklı ve mutlu bir bayram olmasını diliyorum. 
Bu minik poğaçalar şu sıralar bizim kızların favorisi. Özellikle Helin Zeynep diş çıkarırken çok hoşlanıyor bunu kemirmeyi. Tarif benim becerikli arkadaşım Şerife'ye ait. Gelelim malzemelere ve poğaçanın yapılışına:

Malzemeler

  • Yarım paket tereyağı
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 1 Yumurtanın akı (sarısı üzerine)
  • Aldığı kadar un (3 bardaktan biraz fazla)
  • İçine peynir ya da patates

Yapılışı:

  • Tereyağı, sıvı yağ, yoğurt,  yumurta akı, toz şeker, sirke ve tuzu bir kapta karıştırın. 
  • Ardından elediğiniz unu ve kabarta tozunu da ilave edip hamuru güzelce yoğurun. 
  • Ceviz büyüklüğünde hamurlar koparıp, istediğiniz içi arasına koyup poğaçanıza şekil verin.
  • Üzerine yumurta sarısı sürün.
  • Arzu ederseniz üzerine susam ya da çörek otu serpebilirsiniz. 
  • 180 derece sıcaklıkta kızarıncaya kadar pişirin. 
  • Afiyet olsun.
Ağzınız tadı hiç bozulmasın. Her günü bayram tadında yaşayın. Sevgiler...







4 Nisan 2017 Salı

Şiddetsiz İletişim Bir yaşam Dili _Marshall B. Rosenberg


   Şiddetin günlük hayatın doğal bir parçası olduğu bu günlerde, herkes okumalı dediğim bir kitabı sizlerle paylaşmak istiyorum: Şiddetsiz İletişim. Kitap baştan sona altı çizilesi tespitlerle dolu. Aşağıda yazdıklarım da kitabın tamamında altını çizdiklerim ve en çok etkilendiklerim.

"Hayata yabancılaştıran iletişim şekillerinden biri, bizim değerlerimizle örtüşmeyen davranışlarda bulunan insanları, yaptıklarının yanlış veya kötü olduğunu ima eden ahlakçı yargılarla değerlendirmektir." diyor ve ekliyor suçlama, hakaret etme, küçük düşürme, etiketleme, eleştirme, karşılaştırma ve teşhis koyma davranışlarının hepsi bir yargılama çeşididir. O halde toplumumuza baktığınızda yargılamayan yok gibi. Yazarken teşhis koyarak ben de yargılama yapıyorum aslında şu an.

"Dikkatimiz kendimizin ve diğerlerinin ihtiyaç duyup elde edemediği şeyler üzerine değil; yanlışlık derecelerini belirleme, analiz etme ve sınıflandırma üzerine odaklanır. .Dolayısıyla, eşim ona verdiğim sevgiden daha fazlasını istiyorsa sevgiye muhtaç ve bağımlıdır. Eğer ben onun verdiği sevgiden daha fazlasını istiyorsam o zaman o ilgisiz ve  duyarsız olur."  diyor. Yargılıyoruz, hem de yargılarımız hangi taraftan baktığımıza göre değişiyor. Çünkü biz gözlemlemiyoruz, değerlendirme yapıyoruz. Gözlemleme, işin işine değerlendirme katmadan gördüğümüzü açık ve net şekilde ifade etmek olarak tanımlanıyor. Değerlendirme olduğunda, karşı tarafın bunu bir eleştiri  olarak algılama ihtimali yüksek ve bu da söylediklerimizin duyulmasının önünde duran bir engel oluşturmaktadır. Ancak gözlem ile değerlendirmeyi ayırt etmek gerçekten zor. Bu nedenle kitapta  ikisi arasındaki farklar örneklerle ifade edilmiş.

Kitapta, başkalarının söyledikleri ve yaptıklarının, bizim duygularımızı tetikleyicisi olabileceğini ama asla duygularımızın sebebi olamayacağını belirtiyor ve ekliyor:

"Duygularımız başkalarının söylediklerini ve yaptıklarını  nasıl algılayacağımızı secişimize bağlı olarak uyandığı gibi, o andaki ihtiyaçlarımız ve beklentilerimizden de doğar. "
Olumsuz bir mesaj aldığımızda kendimizi ya da karşımızdakini suçlamak yerine kendi duygu ve ihtiyaçlarımıza veya karşımızdakinin duygu ve ihtiyaçlarını anlamaya yönelmek gibi bir seçeneğimiz olduğunu ve son iki seçeneği iletişimde hayatımızın bir parçası haline getirdiğimizde şiddetsiz iletişim konusunda başarılı olabileceğimizi söylüyor yazar. Duygularımızın temelindeki ihtiyaçlarımızı fark edip ifade edebilmemiz önemli bir aşama ama en çokta biz kadınlar içinde bulunduğumuz toplum ve yetiştirilme koşullarımız nedeniyle başkalarının sorumluluğunu yüklenmeyi en yüce görev olarak görüp kendi ihtiyaçlarımızı görmezden gelmeye meyilli oluyoruz. Kendimizi başkalarının duygularından sorumlu hissediyor ve onları mutlu etmek için sürekli çaba harcamamız gerektiğine ve mutlu görünmezlerse bundan bizim sorumlu olacağımıza inanıp bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Oysa hatırlamamız gereken bir şey var, biz herkesin kapısının önünü süpüremeyiz. Sokağın temiz olmasını istiyorsak herkes kendi kapısının önünü süpürmeli, değil mi?
Hadi bugün  başlayalım, yargılamayan, karşımızdaki sözünü bitirmeden ne söyleyeceğimizi planlamaya başlamadan, sadece gözlemleyerek iletişim kurmaya. Gerçekten duyulmanın ve duymanın tadına varabildiğimiz, şiddet ten uzak, etrafınızdaki güzellikleri fark edebildiğiniz, güzel günler dilerim...






                                     




5 Şubat 2017 Pazar

Üzümlü Kurabiye



Merhabalar,
Tarif yazmayalı ne kadar da uzun zaman olmuş. İşler, güçler, kızlar derken zaman akıp geçiyor. Tarif oluyor fotoğraflamak unutuluyor ya da hepsini bir araya getirmeye zaman olmuyor. Evde bilgisayar başına geçebilmek lüks. Helin Zeynep uyusa Şimal Deniz uyanık oluyor. Annelerim işi de hiç bitmiyor. Bu kurabiye Helin Zeynep'in favorisi. Kendisinin yemekle pek arası yok ama dişini kaşıyacak, durdukça sertleşen, sertleştikçe tadı güzelleşen bu kurabiyeye hayır demiyor. Tarif becerikli komşum Hülya Hanım'a ait. Ben buraya orijinal halini yazdım ancak iç malzeme olarak sadece üzüm değil kuru meyve karışımı kullandım. Kuru meyveleri seviyorsanız bu halini de beğeneceğinize eminim. Şimdiden hepinize afiyet olsun. 
Yarın okullar açılıyor, ne diyelim yeni dönemimiz de hayırlı uğurlu olsun.
Gelelim tarifimizin detaylarına:

Malzemeler;

  • 1 paket sana yağ (Tereyağ tercih ettim)
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3 su bardağı un
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 6 kaşık un
İç malzemeleri:
  • 1 su bardağı üzüm
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 yumurta akı (sarısı üstüne sürülecek)
  • Mecburi değil ama ben iç malzemeye biraz tarçın ve çekilmiş fındık ilave ettim. 

Yapılışı:

  • Katı yağ ile 1 paket vanilyayı iyice yoğurun.
  • Ayrı bir kapta eleyerek 3 su bardağı un ile kabartma tozunu karıştırın.
  • Un karışımını yağa ekleyip kıvam alıncaya kadar yoğurun.
  • Ardından yoğurdu ve 6 kaşık unu ilave edip yoğurmaya devam edin.
  • Yoğurma işini bitirince hamuru 15 dakika dinlenmeye bırakın.
  • Bu sırada iç malzemelerini ayrı bir kapta karıştırın.
  • Hamuru 4 parçaya bölün ve hepsini açın. (yufkadan biraz daha kalın olacak)
  • Açılan her yufkanın içine iç malzemeyi koyup yayın ve sonra rulo yapın.
  • Ardından ruloları verev kesin ve tepsiye dizip üzerine yumurta sarısını sürün.
  • 180 derecede pişirin. 
  • Kurabiyeler yemeye hazır, afiyet olsun.


Bir kaç tanede fotoğraf paylaşmak istiyorum karlı günlerimizin hatırası olarak.






2 Nisan 2016 Cumartesi

Nişastalı Çıtır Börek





çıtır börek
Nişastalı çıtır börek, patatesli börek


Merhaba,
Bir süredir eklemeye niyetlenip, ekleyemediğim bir tarif ile yine buradayım. Ülke gündemi acılarla dolu. O nedenle insanın eli gitmiyor yazmaya. Ama yeni bir aya girdik. Nisan ayında her şey güzel olsun, baharın sıcaklığı, doğanın uyanışı bizi sarsın. Güzel günlerin başlangıcı olsun. Bu dilekler ile tarifimize gelelim. Adından anlaşıldığı üzere çıtır çıtır bir börek. Ben patates ve peynir karışık yaptım. İsterseniz ıspanaklı da yapabilirsiniz. Afiyet olsun.

 Malzemeler:

  • 3 adet yufka
  • 100 gr tereyağ
  • 1 çay bardağı sıvı yağ 
  • 6 çay kaşığı nişasta
  • üzeri için 1 adet yumurta sarısı
İç harcı için
  • 4 adet haşlanmış patates
  • beyaz peynir

Yapılışı:
  • Öncelikle tereyağını eritin ve sıvı yağ ile karıştırın.
  • İlk yufkayı alıp her yerini yağlayın.
  • Sonra tel süzgeç ile 1 çay kaşığı kadar nişastayı her yerine serpin.
  • Yufkayı ortadan ikiye katlayıp yarım daire şekline getirin. 
  • Bu katıda yağlayıp aynı şekilde nişastalayın.
  • Ardından yufkanın geniş(düz) kısmına istediğiniz iç harcını yayın. Ben haşlanmış patatese biraz peynir ekledim ama ıspanaklı da yapabilirsiniz.
  • Yanlardan 3 parmak kadar içe katlayıp rulo şeklinde sarın.
  • Elde ettiğiniz ruloyu da yine  parmak genişliğinde dilimleyin yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye yerleştirin.
  • Diğer  yufkaya da aynı işlemi uygulayın.
  • Hazırladığınız yufkaları  180 derecede pişirin. 
  • Üzerine yumurta sürebilirsiniz ben sürmeden pişirdim gayet güzel oldu.
  • Herkese afiyet olsun...
Son olarak baharın güzellikleri size gelsin...






13 Mart 2016 Pazar

Trileçe_Orman meyveli soslu

Orman meyveli soslu trileçe, motheroflittlegirl

Merhaba,
Uzun süre önce siteye ekleyip bir türlü yayınlayamadığım bu tarif de artık siteye eklenmiş bulunuyor. Bahar geliyor, biz de iki çocuklu hayatımızın 8 ayını geride bıraktık. Blog yazılarının seyrelmesinden de anlayacağınız üzere 2 çocuklu hayat güzel ama bir o kadar da yorucu ve yoğun. Helin Zeynep oldukça hareketli bir bebek. Zaman buldukça tariflerimi eklemeye devam edeceğim. Bu gün üniversite sınavı var. Şimdiden tüm çocuklarımıza kendilerini mutlu edecek kararlar alıp, aldıkları kararlar ile mutlu olacakları bir hayat diliyorum.
Sevgiler...Tariflerin sonuna da içinizi açacak bir kaç fotoğraf ekleyeyim ki evleriniz baharın kokusu ile dolsun.

Malzemeler:

Kek için:

  1. 4 yumurta
  2. 8 yemek kaşığı şeker
  3. 8 yemek kaşığı un
  4. 1 yemek kaşığı irmik
  5. 1 su bardağı sıvı yağ
  6. 1 paket vanilya
  7. 1 paket kabartma tozu

Şerbeti için:

  1. 3 su bardağı süt
  2. 1 paket süt kreması
  3. 3 yemek kaşığı şeker

Üstü için:

  1. 1 paket Dr. Oetker orman meyveli sos

Yapılışı:

  1. Öncelikle yumurtaların sarısı ile beyazını ayıralım. 
  2. Beyazları şeker ile iyice krema şekline gelinceye kadar çırpalım ve ardından sarıları da üzerine ekleyip çırpmaya devam edelim.
  3. Yağı ekleyip çırpmaya devam edelim.
  4. Elediğimiz unu, irmiği karışıma ekleyelim. Vanilya ve kabartma tozunu da ekleyip düşük ayarda çırpalım. Bu miktar kare borcam için uygun. Kabımızı yağlayıp karışımı dökelim.
  5. Önceden ısıtılmış fırında 180 derecede pişirelim. Yaklaşık 40-45 dakika sürüyor pişmesi. 
  6. Kek biraz ılık hale gelince keki dilimleyip ayrıca bir kürdan yardımı ile iyice her tarafını delelim.
  7. Şerbet malzemelerini süt köpürünceye kadar iyice çırpalım ve ılınan kek üzerine yavaş yavaş dökelim. Sonra sos pişinceye kadar buzdolabına kaldıralım.
  8. Üstü için sosu üzerindeki tarife göre pişirin ve biraz soğutun. Sosu kekin üzerine yayın ve dolaba kaldırın. Bir gün beklerse daha da güzel oluyor.
  9. Afiyet olsun...
bahar,foto

bahar

1 Ekim 2015 Perşembe

Zebra Kek

dilimli kalıpta zebra kek,mother of little girl

Merhaba,
Bu kadar kısa sürede yeniden yazacağımı düşünmemiştiniz değil mi? Ben de:) Tarifi kaybetmeden bir yere not etmek istedim. Fırsat bulur bulmaz da yazdım. Bu tarifi instagramda görmüştüm. Soframız diye bir kullanıcıda. Tarif gayet güzel oluyor. Şekli de çok cezbediyor insanı. Denemek isteyenlere şimdiden afiyet olsun.

Malzemeler:
  • 1.5 su bardağı sıvı yağ yada eritilmiş tereyağı
  • 5 adet yumurta
  • 2 bardak şeker
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 3 su bardağı un
  • 8 yemek kaşığı süt
  • vanilya
Yapılışı:
  • Önce kakaolu kısım için hazırlık yapıyoruz. Bir kaba 3 kaşık kakaoyu, 8 kaşık sütü ve (2 su bardağı şekerden) 2 çorba kaşığı şekeri koyup iyice karıştırın ve kenara bırakın.
  • Şeker ile yumurtayı krema kıvamına gelinceye kadar çırpın. Yağı ilave edip çırpmaya devam edin.
  • kuru malzemelerinizi (un, tuz,vanilya, kabartma tozu) eleyin ve karışıma ekleyip mikserin en düşük ayarında karıştırın.
  • Kek karışımınızı iki eşit parçaya bölün. Birine ilk başta hazırladığınız kakaolu karışımı ekleyip iyice karıştırın.
  • Kalıbınızı yağlayın ve unlayın.
  • Kek karışımını kalıba dökerken iki ayrı kepçe ile hep aynı noktadan üst üste bir sade bir kakaolu olacak şekilde dökün. Kendisi dağılacaktır.
  • 180 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirin.

31 Aralık 2013 Salı

Eski Yıla Veda Yeni Yıla Merhaba....


  Çok klişe olacak ama nasıl başlayıp nasıl bittiğinin farkına varamadan bir yılın daha son gününe erişmiş bulunuyoruz. 2013 size neler getirdi, neler götürdü bilemem. Belki tüm hayalleriniz gerçek oldu, belki hayal kırıklıkları yaşadınız. Belki hastasınız belki de sağlığınıza kavuştunuz. Belki sevdiniz, sevildiniz ya da sevildiniz ama sevildiğinizi hiç bilemediniz. Belki sevdikleriniz çok uzaktaydı ama kavuştunuz. Belki de hep beraberken ayrı düştünüz. Belki en sevdiklerinizi kaybettiniz ama belki de hayatınıza yeni giren birileri oldu: belki bir eş, belki bir gelin, belki bir çocuk belki de bir torun...İyi kötü anılar biriktirdiniz, küstünüz barıştınız ama bu satırları okuyorsanız yaşadığınız her şeye rağmen hayattasınız. 
İşte tüm bunlardan dolayı yaşamın kendisinin en güzel hediye olduğunu bilerek, sevilerek ve severek, mutlulukla, sağlıkla, sevdiklerinizle hep bir arada, hayal kırıklıklarınız olsa da hiç bir zaman umudunuzu kaybetmeden, düşseniz bile ayağa kalkacak gücü içinizde bulmanıza yardımcı olacak insanlarla, dostlarla, haksızlıkların olmadığı, barışın hüküm sürdüğü ve adaletin hep yerini bulduğu güzel bir yıl olması dileğiyle... 

4 Aralık 2013 Çarşamba

#Blogfırtınası esmeye devam ediyor :Hayatı yeniden keşfedin_jeffrey E. Young








Üniversite yıllarımda görüp, beğenip defterime yapıştırmıştım bu karikatürü. 4. gün için yazmam gereken hayali karakter de burada devreye giriyor. Nasıl mı? Yaşamak için kavga etmeyi öğrenen bu çiftimiz sonunda bu konuda yardım almaya karar verip bir psikologa gidiyorlar. İşte o psikoloğun tavsiye ettiği kitaptan bahsedeceğim size. Ben de okuma fırsatı buldum bu kitabı : "Hayatı Yeniden Keşfedin ". Neden bahsediyormuş ki derseniz, şema terapi ve şema terapi ile sorunlara yaklaşım. Şema terapi psikolojide var olan farklı terapi yöntemlerinin tek başına kullanıldığında karmaşık insan doğasını incelemede ve sorunlarını çözmede yetersiz kaldığının fark edilmesi ile geliştirilen karma terapi yöntemi diyebilirim. Okuyucu olarak anladığım bu. İnsan davranışının altında yatan 11 temel şemayı anlatıyor kitap. Şemanız sizin düşmanınız ve biz de düşmanınızı tanımanızı istiyoruz diyerek hepsini tek tek inceliyor şemaların örneklerle. Ve bunları ortadan kaldırmak için yöntemler, alıştırmalar veriyor. İçindeki uygulamaları yaparsanız  faydalı olacaktır. Ne yazık ki ben bu konuda pek başarılı değilim. Detayları merak edenlere ve psikoloji ile ilgilenenlere tavsiye edilir...





22 Ekim 2013 Salı

Vişneli Etimek Tatlısı

sütlü tatlı

Güzel, yorucu bir bayram tatili sona erdi. Yarın iş var. İşe başlarken de tatlı tarifi ile başlayalım ki tatlı geçsin günlerimiz. Etimek tatlısını ben kendi yorumumla vişneli yaptım. Hazırda böyle güzel vişnemiz varken :)  Sevgili eltim Merve'nin annesi  Hacer Hanım'ın ellerine sağlık, vişne kaynatmış bize de getirmiş. Hacer Hanım çok güzel kurabiyeler, içli köfteler, su börekleri yapmakta ve hatta isteyenler için  İçine sevgi kattım adlı adresten siparişte almakta. Gelelim tarifimize. Aslında bu ölçüler ile küçük dikdörtgen borcama yaptım tarifi. Ama artan birkaç etimeği de fotoğraftaki şekilde hazırladım. Gayette güzel oldu. İsteyeGelelim tarifimize:
Malzemeler:
  • 1 paket tutsuz etimek 
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı su
  • 1-2 damla limon suyu
Muhallebisi için
  • 3,5 su bardağı süt
  • 1 kahve fincanı mısır nişastası
  • 2 fincan toz şeker
Vişneli sos için:
  • 1 paket droetker vişneli jel
  • 2,5 çay bardağı sıcak su
  • 1 su bardağı vişne
Yapılışı
  • Borcama etimekleri diziyoruz. (Bardağa yapıyorsanız bardağa bir tane koydum.)
  • 1 su bardağı suyun içine bir su bardağı şekeri ilave edip kaynatıyoruz. Kaynamaya başlayınca limon damlatıyoruz ve altını kapatıyoruz.
  • Şerbet ile etimekleri ıslatıyoruz.
  • Muhallebi malzemelerini bir tencere alıp karıştırarak pişiriyoruz ve etimeklerin üzerine gezdiriyoruz.
  • Son olarak ayrı bir kapta 2,5 su bardağı sıcak suya jeli ekleyip eriyinceye kadar karıştırıyoruz.Bu karışıma vişneleri ekleyip muhallebinin üstüne yayıyoruz.
  • Oda sıcaklığına gelinceye kadar bekleyip sonra buzdolabında en az 4-5 saat bekletip servis ediniz. Bir gün beklerse daha iyi olur ama aceleniz varsa 4-5 saatte yeterli olur.
  • Afiyet olsun.