motheroflittlegirls etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
motheroflittlegirls etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Eylül 2015 Pazar

Pastane Açması




Merhaba,
Malum bebek olunca evdeyiz ve televizyon da seyrediyoruz. Kızımla son favori yemek programımız trt1 pastane programı. Bu programda izleyip denediğimiz ve çok beğendiğimiz bir tarifi eklemek istiyorum. Zeytinli açma tarifi ancak biz genelde peynirlisini yaptık. Bir gün sonrasında bile hala tazeliğini koruyor, okula götürmeleri için çocuklara yapılabilecek bir tarif.Biz sevdik denemenizi tavsiye ediyoruz. Gelelim malzemelere: (Tüm malzemeleriniz oda sıcaklığında olmalı ki güzel mayalansın.)

  • 5 su bardağı un 
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  • 100 gr tereyağ (Oda sıcaklığında)
  • 1+1/4 su bardağı ılık su
  • 25 gram maya (bir çorba kaşığından biraz fazla)
  • Yarım su bardağı kadar şeker
  • 2 adet yumurta
  • içi için zeytin ya da peynir
Yapılışı :

  • Öncelikle 1/4 su bardağı olan ılık suya mayayı ilave edin ve karıştırın. Sonra şekerden bir kaşık alıp bu karışıma ilave edip karıştırın. Bir kenarda bu karışım beklerken unu eleyin üzerine kalan 1 bardak suyu dökün. 
  • Tuzu ilave edip un ile üstünü biraz örtün (Mayalanmayı engellemesini önlemek için).
  • Tereyağını ilave edin.
  • Şekeri ilave edin ve maya karışımını da şekerin üzerine gezdirerek dökün. 
  • Son olarak yumurtayı kırıp güzelce yoğurun. Ununuzun çeşidine göre biraz ele yapışan bir hamur olabilir. Eğer öyle ise biraz yağ ile (un eklemeyin) hamuru toparlayın.
  • Sonra 12 eşit parçaya ayırın. 
  • Elinizle hafif açın üzerine elinizle çok az yağ sürün ve yavaş yavaş elinizle inceltin. 
  • Bir kenarına iç malzemeyi koyup rulo yapın. Ruloyu iki ucunda ters yönlere doğru hareket ettirin.
  • Sonra şekildeki gibi sarın. 
  • En az bir saat mayalandırın ve pişirmeden önce üzerine yumurta sarısı sürün.
  • 180 derecede kızarana kadar pişirin.
  • Afiyet olsun. 
Not: Bu ölçü ile  12 adet açma yapıyorum.
trt1 pastane açması

13 Eylül 2015 Pazar

Şeker Hamurundan Bebek Kurabiyesi Hazırlamak


şeker hamrundan bebek kurabiyesi


şeker hamuruŞeker hamurundan kurabiye
şeker hamurundan bebek kurabiyesi

şeker hamurundan kurabiye


Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba herkese,
Epey zamandır yazmadım, yazamadım. Nedeni üstteki fotoğraflardan tahmin edeceğiniz üzere ailemize katılacak olan yeni bebeğimizdi. Artık küçük kızın annesi ünvanımı değiştirip küçük kızların annesi ünvanını almış bulunmaktayım. Tabi yaşınız ilerleyince bazı şeyler zorlaşıyor. Hamilelik süreci de öyle. Şimal Deniz doğduğunda 30 yaşında idim. Aradan geçen 8 yıl gösteriyor ki bazı şeyleri çok bekletmemek lazım. Ama malum çalışan bir anne olduğunuzda ve bu zorlu süreci bir kere geçirdiğinizde artık daha fazla düşünerek adım atıyorsunuz.Yüksek lisans bitsin, doktora bitsin derken ömür bitiyor ama gidilecek yollar erişilecek hedefler bitmiyor. Daha da kötüsü vardığınız her hedefte elinizdekilere bakıp bunun için miydi bunca sıkıntı demeden edemiyorsunuz? O zaman öncelikler konusunda bir kez daha düşünmeniz gerekiyor. Biz de düşündük taşındık önceliklerimizi gözden geçirdik. Sonuçları göreceğiz inşallah. Şimal Deniz'in doğumunda 37 haftalıkken izne ayrılmış ve hemen ertesi gün doğumum gerçekleşmişti. Bu tür hazırlıklara zaman ayıramamıştık. Şimdi zamanımız oldu Şimal Deniz, annem ve ben bu kurabiyeleri hazırladık. Eğlenceli  bir etkinlik oldu.  Bu arada Helin Zeynep tam 39. haftasında aramıza katıldı. Gelelim kurabiyelerimize. Öncelikle benim gibi daha önce hiç şeker hamuru ile uğraşmadıysanız siz de 3 tane video izlemelisiniz. Kanaltürk'te yayınlanan Tatlı süprizler 1-2-3 kısım videosu var. Şeker kurabiye ve lohusa şerbeti tarifi veriyor detaylı. Link burada 1. kısım2. kısım ve 3.kısım. Bu programları izledikten sonra işiniz gayet kolay. Çünkü özen göstermeniz gereken detayları vurgulamış programda. Ben kurabiye tarifini videodan farklı yapmak istedim. Aşağıdaki tarifi kullandım. Şekil olarak bebek kurabiyesine uygun bebek arabası, biberon, body ağırlıklı dörtlü bir kalıp aldık. Şeker hamurlarını 250 gr lık pembe ve beyaz renklerde migrostan aldık. Ayrıca pasta malzemeleri satan mağazadan 100 adet en küçük boyda kurabiye poşeti ve bağlamak için kurdele aldık. Yapılışına gelince öncelikle kurabiyeleri aşağıdaki şekilde hazırlayıp  soğutuyoruz ve süslemesini yapıyoruz.

Kurabiye Malzemeleri:

  • 150 gr tereyağ (ya da margarin )
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı un
  • 1 çay bardağı mısır nişastası
  • 1 çay kaşığı karbonat (Kabarmasını istemediğimiz için kabartma tozu kullanmıyoruz.)
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 limon kabuğu rendesi

Yapılışı:

  • Oda sıcaklığındaki tereyağ, yumurta ve pudra şekerini mikser ile çırpınız.
  • Diğer malzemeleri ekleyip kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde ediniz.
  • Kurabiye hamurunu dinlendirmek için streç film ile sarıp buzdolabında en az yarım saat bekletin.
  • Dinlenen hamurunuzu tezgaha alıp bir merdane yardımı ile yaklaşık 1 cm kalınlığında açın.Açtığınız hamuru kurabiye kalıbınızla kesin. Ben kalıp ile kestim ancak şekilli kısmını üzerine bastırmadım. O kısmı şeker hamuruna şekil vermek için kullandım.
  • Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirdiğiniz kurabiyeleri 200 derece de pişirin.
  • Pişen kurabiyeleri tel üzerine alın ve tamamen soğumasını bekleyin.

Şeker Hamuru Süslemesi:

  • Öncelikle şeker hamurunu oda sıcaklığında saklamamız gerekiyor ve açarken de nişasta kullanmalıyız. Ben pembe ve beyaz kullandım. Nişasta ile mümkün olduğu kadar ince açtığım şeker hamurunu kalıbım ile kestim (şekil üstüne çıkacak şekilde) .
  • Daha sonra kurabiyelerin üzerine bir bıçak yardımı ile bal sürdüm ve şeker hamurunu kurabiyenin üzerine yerleştirdim. 
  • Eğer şeker hamurunun üzerine tekrar şeker hamuru yapıştıracaksanız su kullanmalısınız.
  • Süsleme işlemi bittikten 3-4 saat sonra kurabiyeleri poşetleyebilirsiniz. 
Afiyet olsun ve bebekleriniz sağlıkla doğsun diyelim o zaman. En kısa zamanda tekrardan görüşmek üzere...Sevgiyle kalın.

2 Nisan 2015 Perşembe

Bilmiş Fare Tuna



       Merhaba,
      Başlığımız "Bilmiş Fare Tuna" olsa da aslında bugün bu seride olan kitaplardan bahsedeceğim. İlk okuduğumuz kitap "Bilmiş Fare Tuna". Herkese her konuda bilmişlik taslayan fare Tuna'ya arkadaşları güzel bir ders veriyor. Verdiği mesaj bizim çok hoşumuza gitti. Şimal Deniz, 2. sınıfta. Aslında onun yaşına göre hafif kalıyor bu seri ama uzun kitaplar okurken sıkıldığı için bu seri bize ilaç gibi geldi. Serinin diğer kitaplarını da büyük bir istekle aldık. Sadece her kitabın ilk bir kaç sayfası aynı şekilde başlıyor. Bu durum dışında hepsinin anlatımı ve verdiği mesaj çok güzel. 
  Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. Kitabı yazarı olan Tülin Kozikoğlu'nun daha önce de  Özgürlüğünü Arayan Kelebek kitabını okumuş, çok beğenmiştik. Hem şekil, hem de içerik olarak...Yazacaklarım bu kadar ama Şimal Deniz illa ki İnatçı Kirpi Mina'dan bahsetmem konusunda inat etti :). Kendisi en çok onu seviyormuş bilginize...İyi okumalar.


29 Mart 2015 Pazar

Kıbrıs Tatlısı




Şerbetli tatlılar
Kıbrıs Tatlısı

tatlı



   
     Baharın sıcağıyla olmasada çiçeğiyle, böceğiyle kendini hissettirmeye başladığı bir günden herkese merhaba,
     Madem ki bahar geliyor, günler uzuyor, biz de bu güzel günleri tatlı bir tarifle güzelleştirelim.Tarif "nefis yemek tarifleri " sitesine ait. Şerbetli tatlılardan pek hoşlanmayan biriyim. Ama bu tatlı gerçekten hafif ve lezzetli oluyor. İçindeki galeta unu ve çekilmiş ceviz sayesinde ağzınızda eriyip giden bir lezzetle buluşuyorsunuz. Denemeyenlere şiddetle tavsiye ederim. Gelelim yapılışına:

Malzemeler:

Şerbeti için:
  • 1.5  su bardağı şeker
  • 2 su bardağı su
  • 1 paket vanilya
Keki için:
  • 3 yumurta
  • Yarım su bardağı şeker
  • Yarım su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı galeta unu
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı hindistan cevizi
  • 1 su bardağı ceviz (Ben biraz çiğ badem, fındık ve ceviz karışımı kullandım)
Kreması için:
  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı nişasta
  • Yarım su bardağı şeker
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket krem şanti

Yapılışı:

  • Vanilya dışındaki şerbet malzemeleri bir tencereye alıp kaynatıyoruz. Kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra vanilyayı ekleyip tenceremizin altını kapatıyoruz. Soğumaya bırakıyoruz.
  • Keki için öncelikle 3 yumurta ile şekeri krema kıvamına gelinceye kadar çırpıyoruz. 
  • Sıvı yağı ekleyip tekrar çırpıyoruz. 
  • Ardından galeta unu, hindistan cevizi ve 1 su bardağı cevizimizi de ilave edip en düşük ayarda karıştırıyoruz (biraz katı bir hamur oluyor).
  • Kare borcamı yağlayıp karışımı borcama güzelce yayıyoruz.
  • 160 derece de yaklaşık 25 dakika pişiriyoruz. 
  • Fırından çıkardığımız kekin üzerine soğuyan şerbeti döküyoruz.
  • Krem şanti dışındaki diğer krema malzemelerini bir tencereye alıp karıştırarak pişiriyoruz. Pişen kremanın üzerine krem şantiyi döküp mikser ile güzelce çırpıyoruz.
  • Hazırladığımız kremayı kekin üzerine düzgün bir şekilde yayıyoruz. Üzerine hindistan cevizi ya da başka bir malzeme ile süsleyebilirsiniz. Ben fındık tercih ettim.
  • Buzdolabında en az 2-3 saat dinlendirip servis edebilirsiniz.
  • Afiyet olsun...

10 Ocak 2015 Cumartesi

İçli Tava (Hamsili Pilav)

Herkese merhaba,
Karlı bir kaç günü geride bıraktığımız şu günlerde harika bir tarif. Annem yaptı ben yazdım. Büyüdüğünde Şimalciğim yapmak isterse anneannesinin tarifi ile yapabilecek. Gelelim malzemelere..

Malzemeler:

  • 1 kg hamsi (kılçıkları ayıklanacak)
  • 2 su bardağı pirinç
  • 1 demet maydanoz
  • 1 tane havuç (rendelenmiş)
  • kuş üzümü
  • karabiber
  • 3 adet soğan
  • kuru nane 
  • sıvı yağ
  • tuz

Yapılışı:

  • Pirinci yıkayıp süzün. Sonra bir tencerede 3 bardak kadar suyu kaynatın. Kaynayan suya pirinci ilave edin ve pişmesini bekleyin. 
  • Bu arada maydanozları ve soğanları doğrayın.
  • İçli tavayı yapacağınız tavayı yağlayın. Sonra da hamsileri iç kısımlar altta gelecek şekilde tavaya aşağıdaki fotoğraftaki şekilde dizin.
  • Pirinci kontrol edin pişmiş işse suyunu süzün. 
  • Ayrı bir tencerede soğanı kavurun. Rendelenmiş havucu da ekleyin, kavurmaya devam edin.
  • Süzdüğünüz pirinci, ekledikten sonra baharatları ve tuzu ekleyin. Kavurun biraz daha. Altını kapatmadan önce de maydanozu da ekleyin, bir karıştırıp altını kapatın. 
  • Dizdiğiniz balıkların üzerine karışımı yayın, hafifte kaşıkla bastırarak düzeltin.
  • Üst kısma balıkları dizerken  iç kısmı üste gelecek şekilde dizin. 
  • Sonra ocakta pişirin. Altı pişince çevirip diğer tarafını da kızartın. (Balık tavası ile pişirirseniz uygun kapağı olduğundan çevirmeniz kolay olur, yoksa da düz, büyük bir porselen tabak yardımı ile çevirebilirsiniz.)
  • Afiyet olsun.




maydanoz

soğan

hamsi

hamsi

iç pilav

iç pilav

balık dizimi

pişmiş



28 Eylül 2014 Pazar

Mini sigara börekli meze








Merhaba,
Uzun zamandır yazmaya pek isteğim yoktu. Artık akraba günümüz başladı ve ilk günde  bana tavuklu salata çıktı. Ben de instagramda gördüğüm bu tarifi denedim. Beğenilen bir tarif oldu. Bu bahane ile tekrar yazayım bloga dedim. Gelelim tarifimize:

Malzemeler

  • 4 yufka 
  • 3 patates
  • 2 adet patlıcan 
  • 4-5 ade çarliston biber
  • 1 kase haşlanıp didiklenmiş tavuk göğsü

Üzeri için


  • 1 kase yoğurt 
  • 2-3 diş sarımsak

Yapılışı


  • 2 yufkayı üst üste koyup sigara böreği saracak şekilde keseceğiz. Ama mümkün olduğu kadar küçük parçalara bölüyoruz. 
  • İçi boş şekilde sigara böreği şeklinde saracağız ve kızgın yağda kızartacağız.
  • Patlıcanları, patatesleri ve biberleri  küp küp doğrayıp kızartacağız ve kızarttığımız böreklerin üstüne yayacağız.
  • En üste ise didiklediğimiz tavuğu yayacağız.
  • Üstü için ise sarımsaklı yoğurdu hazırlayıp kızarttığımız malzemelerin üstüne dağıtalım. 
  • Üzerini maydanozla süsleyip servis edebilirsiniz.
  • Afiyet olsun...

8 Temmuz 2014 Salı

Yoğurt Soslu Patatesli Gül Böreği


Yoğurt soslu Patatesli gül börek

Merhaba,
Uzun zamandır tarif yazmaya vaktim olmadı. Vakit yaratılabilirdi belki ama isteğimde yoktu sanırım. Bu gün eşimin doğum günü. Bundan güzel bir vakit olmazdı yeni bir şey denemek için. Ben de vişneli bir doğum günü pastası ve  bir çoğunuzun bildiği sosyete mantısı da denilen patatesli gül böreğini yaptım. Şimdilik böreğin tarifini yazıyorum. Pastayı da yazacağım en kısa zaman da.Gelelim tarifimize:

Malzemeler

  • 4 adet yufka
  • 6 adet patates (haşlanıp ezilecek)
  • 1 adet soğan
  • 1 tatlı kaşığı salça (isteğe bağlı)
  • 2 çorba kaşığı sıvı yağ
  • Tuz, nane
Üzeri için

  • 2 su bardağı yoğurt
  • 2 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • pul biber
Yapılışı

  • Soğanı ince doğrayıp sıvı yağ ile kavuruyoruz. Ardından salçayı ekliyoruz.
  • Ezilmiş patatesleri ekleyip, tuzunu nanesini ilave edip kavuruyoruz ve altını kapayıp soğumaya bırakıyoruz.
  • Yufkaları 4 eşit parçaya bölüp her parçanın geniş kısmına patatesli karışımı yayıyoruz. 
  • Rulo şeklinde sardıktan sonra bir ucundan başlayıp çevirerek gül şeklini veriyoruz.
  • Tüm parçalar bitince her birinin üzerine sıvı yağ sürüp fırına veriyoruz. 200 derece de kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
  • Bu sırada sarımsaklı yoğurdumuzu hazırlıyoruz. Hafif ılıyan böreğimizin üzerine yoğurtlu karışımı gezdiriyoruz.
  • 1 kaşık sıvı yağımızın içine pul biber ekleyip bu yağdan böreklerin üzerine gezdiriyoruz.
  • Afiyet olsun....

 "Zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa, sabret. Çünkü sabır; genişliğin anahtarıdır." demiş Mevlana. Sabredelim ki genişliğe erelim...



Doğum günü pastası
 doğum günü menü

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Çilekli Pasta







   Merhaba, bazen keşke hiç bir şeyi umursamamayı başarabilseydim dediğiniz zamanlar oluyordur. Hayatımızda hiçbir önemi, değeri olmayan olaylar ve insanlar ne kadar gereksiz zamanımızı ve enerjimizi çalıyor değil mi? Çaresiz hissettiğimizde elimizden hiç bir şey gelmediğinde Allah'a havale diyoruz. Tıpkı şu sözde ifade edildiği gibi
Bu günlerde bende çokça böyle hissediyorum galiba. Ama sevdiklerimiz, ailelerimiz çıkmazlarımız da hep yanımızda...Onların varlığı güç veriyor bize. Nefretle, kötülükle beslenen insanlar etrafımızdan uzak olsunlar. Neyse konudan saptım aslında çilek mevsimi olan mayıs ayının bu kasvetli yağmurlu havasında 
güzel şeylerden söz edelim içimiz açılsın, öyle değil mi? Çilek, Şimal Deniz'in gözdesi. Ben de bunu bir pasta ile değerlendirmek istedim.  Lezzetli bir tarif denemek isteyenlere şimdiden afiyet olsun...

Pandispanya Malzemeleri
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • çeyrek limonun suyu
  • yarım çay bardağı ılık su
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 su bardağı un
  • 1 yemek kaşığı kakao
Krema için
  • 3 su bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı un
  • 1 yemek kaşığı buğday nişastası
  • 4 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 paket krem şanti
  • yarım su bardağı soğuk süt
Pandispanyayı ıslatmak için
  • 1 su bardağı portakal suyu 
Üstünü süslemek için
  • 250 gr çilek
  • Bitter çilolata
Pandispanyanın Yapılışı:
  •  18 cm (7 inç ) yuvarlak kelepçeli kalıp için bu malzeme yeterli
  • Pandispanyanın malzemelerini çırpmak için iki kaba ihtiyacımız olacak. Ve bu kaplardan biri muhakkak cam ya da metal olmalı.
  • Yumurtaların beyazlarını ve sarılarını ayırıyoruz. Beyazları cam olan kaba alın. Üstüne bir fiske tuz serpin ve çırpmaya başlayın.
  • Sonra şekerin yarısını ilave edip iyice çırpın. Beyaz malzemeler kaptan akmayacak hale gelene kadar olmalı çırpma işlemi (en az 10 dakika).
  • Sonra sarıları kalan şekerle çırpmaya başlayın. Limonunu ekleyin ve yavaş yavaş ılık suyu da ekleyin. İyice çırpın ve bu karışıma un, kabartma tozu, kakao ve vanilyayı eleyerek ekleyin ve karıştırın.
  • Bu karışımı yumurta beyazlarının olduğu cam kaba azar azar ilave edip bir spatula ile karıştırın. Kelepçeli kabın altına yağlı kağıt serin, kenarları yağlayın ve hamuru kaba boşaltın.
  • 180 derece fırında 40-45 dakika pişirin. İlk 20 dakika  fırının kapağını açmıyoruz.
  • Pişip pişmediğini kürdan ile kontrol edin. 
  • Ek olarak bu sefer kalıbın dışına alüminyum folyoyu ikiye katlayarak sardım. Böylece her taraf eşit şekilde kabarıyor.
  • Pişirdikten sonra biraz soğumasını bekleyin.Mümkünse bir gün önce yapmak daha iyi.
Kremanın yapılışı:
  • Yarım su bardağı soğuk süt ile krem şantiyi çırpın ve buzdolabına kaldırın.
  • Kalan malzemeleri bir tencere de karıştırarak pişirin.
  • Portakal kabuklarını da rendeleyip kremaya ilave ettim tat versin diye. İsteğinize kalmış.
  • İyice ılımasını bekleyin.
  • Ilıyınca hazırladığınız krem şantiyi içine ekleyip mikser ile karıştırın.
Pastanın hazırlanışı:
  • Pandispanyam oldukça iyi kabardığı için üçe böldüm. Düzgün olması için yine kalıbın içine kestiğim pandispanyanın ilk katını koydum.
  •  İlk katı portakal suyunun 3 te biri ile ıslattım. Üzerine biraz çikolata rendeleyip sonrasında kremanın göz kararı yine 3'te birini döküp üzerine düzenledim. 
  • Sonrada dilimlediğim çilekleri güzelce kremanın üzerine döşedim. Sırasıyla her kat için bunu tekrarladım. 
  • Pastayı buzdolabında 3-5 saat dinlendirip servis edebilirsiniz afiyet olsun.



25 Nisan 2014 Cuma

Her Çocuk Üstün Yeteneklidir_Dr. Bahar Eriş

     Kitabın ismine baktığınızda nasıl her çocuk üstün yetenekli olabilir ki diyebilirsiniz. Okumaya başladığınızda göreceksiniz ki potansiyelinin keşfedilebileceği bir ortamda olan her çocuk doğru yaklaşımlarla daha da iyi bir noktaya getirilebilir ve potansiyeli ne kadar yüksek olursa olsun uygun koşullara sahip olmayan çocuklar çevre koşulları nedeniyle, fark edilmeden hatta uyumsuz, başarısız olarak nitelendirilerek toplum içinde  kaybolup gidebilirler.
     Üstün zeka kavramı söz konusu olunca ilk aklımıza gelen IQ testleri olsa gerek değil mi? IQ testi Fransa'da 1904 yılında eğitim bakanlığının normal sınıflarda başarısız olan çocukları tespit edip gerekirse o çocuklara özel eğitim vermek amacıyla geliştirdiği bir test ve bu test Alfred Binet tarafından geliştirilmiştir. Binet bunu yaparken zekanın tek bir rakamla ölçülemeyeceğini, bunun insanın boyunu ölçmek gibi bir şey olmadığını ve testin yapıldığı koşulların bile test sonuçlarını değiştirebileceğini özellikle belirtmiştir. Test sonucu düşük olan bireylerin etiketlenmesi gibi bir çok sakıncalı durumla karşı karşıya gelinebileceğinin altını çizmiş ve zaman onu bu konuda ne yazık ki haklı çıkarmıştır. Örneğin Amerikalı bir Prof. Lewis Terman Stanford- Binet testini geliştirip standardize etmiştir. Prof. Terman Meksikalılar, İspanyollar ve zencilerinin zekasının düşük olduğunu ve bunun kalıtımsal olduğunu ileri sürmüş ve daha da ileri giderek zeka testleri sayesinde zekaca geri olanların üremesinin engellenerek suç oranının azaltılacağı fikrini ileri sürmüştür. 
 Kitapta toplumda azınlık grubuna mensup ve düşük sosyoekonomik statüye sahip olanların üstün yetenekli tanısını almasının zor olduğu belirtiliyor. Bizim deha olarak nitelendirdiğimiz, bildiğimiz insanların aile hayatına bakıldığında iyi koşullara sahip olduklarına dikkat çekiyor. Bu örnekler arasında piyanistlerimiz Fazıl Say ve İdil Biret var. Onların hayatları ve yeteneklerinin ortaya çıktığı ortamlar ile ilgili ilginç  ve güzel örnekler verilmiş.
    İlk aile ile başlayan bu eğitimin devam etmesi için alınan eğitim ve eğitimi veren kişilerin yeterlilikleri ne olmalı sorusu gündeme geliyor ister istemez. Üstün yetenekli bir çocuğun öğretmeni de üstün yetenekli olmalı mı sorusunu cevaplıyor, yazar. Bu sorunun cevaplanması sırasında Thomas Carruthers'in bir sözünü paylaşıyor. "İyi bir öğretmen yavaş yavaş kendini gereksiz hale getirebilendir."  diyor. Bunu başarabilenler kimlerdir peki? Öğretmenlik konusunda üstün yetenekli olmanın üstün yetenekli çocuklara öğretmenlik için aranması gereken özellik olduğunu ifade ediyor, Dr. Bahar Eriş. Üstün yeteneğin öğretmeni bu çocuğa öğretebilir miyim değil, bu çocuğun öğrenmesine nasıl yardım edebilirim sorusunu soran öğretmendir, diyor. Sadece üstün yeteneğin öğretmeni değil tüm öğretmenler aynı soruyu sormalı kendine, değil mi?
  Duygusal zekanın başarıda ki etkisinin anlatıldığı kısımda Daniel Goleman'ın Duygusal Zeka kitabından bahsediyor(Bu kitabı okumadıysanız muhakkak okunacaklar listesine almanızı tavsiye ederim). Goleman sürekli duygusal olarak stres altında yaşayan bir çocuğun zihinsel yeteneklerinin de eksile bildiğini ve öğrenme kapasitesinin sekteye uğradığını vurguluyor. Bu bilgi bile ülkemizde var olan eğitim sorunlarının kaynağına götürüyor bizi. Sürekli değişen bir eğitim politikası ve bunun çocuklara sınavlarla stres olarak yansıması kaçınılmaz bence. 
  Yapılan bir araştırmada inançların akıllı insanları aptallaştırabileceği çıkarımı elde edilmiş. Çocuklara zekaları için övgüde bulunulduğunda zeki görünmenin hata yapmaktan ve çaba göstermekten daha makbul olduğu mesajını verdiğimizi oysa çocuklara beynin bir kas olduğunu ve çalışarak geliştirilebileceği  mesajının verildiğinde performanslarının arttığının gözlemlendiği ortaya çıkmıştır.(İlgilenenler için bu konuda Özgür Bolat'ın şu yazısına  bakabilirler).  Yapılacak en iyi şeyin çocuklara zorlukları sevmeyi öğretmek, hatalardan heyecan duymalarını sağlamak, çabadan zevk almalarını teşvik etmek ve öğrenmeye devam etmelerini sağlamak olduğunu çalışmayı, çabayı, sebatı, pratiği iyi stratejileri istediğiniz kadar övebileceğinizi belirtiyor Dr. Bahar Eriş.
Diğer bir bölümde otizim, Asperger sendromu, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite ile ilgili veriler okuyucu ile paylaşılıyor. Sınıfta disiplini sağlamak adına hareketsiz olmalarını istediğimiz çocukların bazılarının hareket etmeden öğrenemediklerinin farkında olmayan kaç öğretmenimiz var acaba sorusunu sormadan edemiyor insan kendine. Aileler ve öğretmenler neler yapmalı ve yapmamalı bu konuya da açıklık getiriyor, kitap. Çocuklarımızın duygularını göz ardı etmenin, çocuklarımıza karşı çok gevşek davranmanın ve çocuğunun duygularını hiçe saymanın başarısız yaklaşımlar olduğunun altı çiziliyor. Outliers (Çizginin Dışındakiler) kitabında ki 10000 saat kuralından bahsediyor. Yine eklemek isterim ki bu kitabı da mutlaka okumalısınız. Bir konuda 10000 saat çalışırsanız o konuda uzman olacağınızdan bahsediyor. Ayrıca şu anda okullarımızda uygulanan uzun yaz tatilli sistemin aslında nasıl eşitsizlik getirdiğini buna alternatif getirilen eğitimi ve başarısını da anlatıyor o kitap.
 Son kısımda ise kaynaklar, bu konuda izlenebilecek filmlerin listesi paylaşılmış. Çoklu zeka göz önüne alındığında farklı öğrenme şekillerimiz olması doğal. Bu konu ile ilgi yazılan bu kitabın sonunda film önerilerini görünce çok hoşuma gitti. Okumaktan değil de izlemekten hoşlananlara da hitap eden bir bölüm olmuş. Aslında o kadar çok altını çizdiğim söz ve bilgiler var ki hepsini yazsam kitabı yazmam gerekecek. En iyisi bu konulara ilgi duyuyorsanız bu kitabı mutlaka okuyun. İyi okumalar...

3 Mart 2014 Pazartesi

Fincanda Kek (Fırını olmayanlar için)

fırını olmayanlar için












Merhaba,
Ne yazık ki bir süredir pek yazamıyorum ama epey biriken ve beklenen tarif var:) Bu da onlarda biri. Fincanda ve normal ocağınızda pişirilen bu kek gerçekten sünger gibi. Az kişi iseniz, çeşitli sebeplerle fazla miktarda kek pişirmek istemiyorsanız, malzemeniz az ise ya da fırınınız yoksa bu kek size göre. Ben bu tarifi instagramda maideasan isimli bir kullanıcı da gördüm. Sunumu da çok şık idi. Gelelim tarifimize:

Malzemeler:

  • 1 yumurta 
  • 1/2 su bardağı portakal suyu (Orijinal tarifte yarım su bardağı süt vardı, ben böyle tercih ettim.)
  • 1.5 çay bardağı toz şeker
  • 2 çay bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1/2 su bardağı çekilmiş fındık ya da ceviz
  • portakal kabuğu rendesi
  • 1/2 çay kaşığı karbonat

Yapılışı:

  • Yumurta ile şekeri iyice çırpın.
  • Sonra kalan malzemeleri ekleyip düşük ayarda çırpmaya devam edin.
  • Fincanları yağlayın. Çay fincanı, neskafe fincanı olur  tercih sizin (Ancak çok kalın olmasın. Değişik kalınlıklarda fincanlara koymuştum. Kalın olan daha az kabardı ).
  • Kek harcını fincanın yarısını geçmeyecek şekilde fincanlara paylaştırın(ağzına kadar kabarıyor).
  • Fincanları bir tencere koyun ve tencereye, fincanların yarısına gelecek şekilde ılık su ilave edin.
  • Tencereyi ocağa koyun ve  su kaynayıncaya kadar ağzını açık tutun. Kaynamaya başlayınca önce ocağın altını kısın sonra da tencerenin ağzını kapatın ve 20-25 dakika kadar hiç açmadan pişirin. 
  • Kapak cam olursa daha iyi oluyor kabarmasını takip etmeniz de kolaylaşıyor. Bu nedenle ben pilav tenceresini tercih ettim.
  • Piştikten sonra altını kapatın ve 15 dakika kadar kapağı açmadan bekleyin. Sonrasında bıçak ile hafifçe kenarlarına dokunup nazikçe çıkarın. Üzerini çikolatalı sos ile süsleyip ya da sade şekilde servis edebilirsiniz.
  • Afiyet olsun.
Not: Kapakta damlalar oluşuyor. Mümkün olduğunca tencereyi hareket ettirmemeye özen gösterin. Ben pişirme işlemi bitip altını kapattığımda tencerenin kapağını açıp kapakta oluşan su damlacıklarını sildim, herhangi bir ıslaklık oluşmasın diye. Ama sanırım dokunmazsanız da akıp gidecektir kenarlardan. 



21 Aralık 2013 Cumartesi

Kedi dili pastası


puding, tavuk gögsü

Merhaba yeniden,
Evet ne zamandır görünüşü hoşuma gittiği için bu şekilde bir tatlı yapmayı planlıyordum. Kısmet düne imiş sonunda yaptım. Biraz uydurma oldu ama tadı güzeldi. Bence siz de sevdiğiniz bir şekilde içini yapabilirsiniz. Benim tarifimde iki kısım vardı. Bir altta yalancı tavuk göğsü , üstte ise bitter çikolatalı puding. Değişik meyveli jöleler ile yapılabilir üstü. Tarifimize gelince, öncelikle malzemeleri sıralayalım.

Malzemeler

  • 1 paket kedi dili 
  • 1 paket bitter çikolatalı puding
  • 2.5 su bardağı süt (pudingi hazırlamak için)
  • 1 bardak kadar süt (kedi dilini ıslatmak için)
Tavuk göğsü içi malzemeler:
  • 3 su bardağı süt
  • 2 çay bardağı şeker
  • 1 çay bardağı un
  • 1 tatlı kaşığı mısır nişastası
  • limon kabuğu rendesi

Yapılışı:

  • Bu tarif için kelepçeli 26 cm bir kalıp kullandım. Önce geniş bir kaba 1 bardak sütü koyuyoruz.
  • Kedi dilini alıp tam ortadan ikiye bölüyoruz. Hafif ıslatıyoruz ve kırık kısımlar tabana gelecek şekilde yan yana diziyoruz. Dizme işlemini tamamlayınca öncelikle tavuk göğsünü hazırlıyoruz. Tavuk göğsü için yazdığımız malzemeleri bir tencere koyup kaynayıncaya kadar karıştırarak pişiriyoruz.
  • Pişen tavuk göğsünü hazırladığımız kalıbımıza döküyoruz.
  • Tavuk göğsünün üzerine yine istediğimiz şekilde süt ile ıslatılmış olan kedi dilini döşüyoruz.
  • Pudingi de üzerindeki tarif ile pişiriyoruz. Piştikten sonra bir 10 dakika arada karıştırarak soğutuyoruz ki üstü kaymak bağlamasın.
  • Sonra onu da kalıba döküyoruz.
  • Üstünü memleketimin güzide fındığı ile süslüyoruz.
  • Buzdolabında en az 4-5 saat soğutuyoruz.
  • Sunum öncesi özenle kalıbımızı açıp servis ediyoruz.
  • Afiyet olsun...

tavuk göğsüpuding

8 Aralık 2013 Pazar

Çörekotlu Kurabiye

#blogfırtınası


#blogfırtınası esmeye devam etti ama ne yazık ki her gün bu tempoya ayak uyduramadım. Ama kaldığım yerden devam ediyorum. Güzel bir tarif gördüm Alacarte by Neslos'ta. Ağızda dağılan kurabiyeler. Çörekotu hem faydalı hem de Şimal Deniz çok seviyor. Şimal Deniz'in seveceğini düşünmüştüm gerçekten de öyle oldu. Deneyin siz de seveceksiniz...

Malzemeler:

  • 250 gram tereyağ (Oda sıcaklığında)
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 3 kaşık çörekotu
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 2 çorba kaşığı toz şeker (ben unutmuşum ama yine de güzel oldu)
  • 1 yumurta (beyazı içine sarısı üstüne)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 5-6 su bardağı un

Yapılışı:





  • Un hariç diğer malzemeleri yoğurma kabımıza alıp karıştırıyoruz.
  • Unu yavaş yavaş ekleyip kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edinceye kadar yoğuruyoruz.
  • Yoğurma tamamlanınca hamurdan parçalar alıp rulo haline getiriyoruz ve verev şekilde kesiyoruz.
  • Üzerine yumurtanın sarısını sürüp 170 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
  • Afiyet olsun...
     Bu arada ben nasıl olur acaba diyerek son bir ruloya peynir ekledim birazda. Öyle de gayet güzel geldi bana. Belki peynirli de denemek istersiniz, aklınızda bulunsun. 
   Peki şimdi bunun #blogfırtınasının konusu ile ilgisi ne derseniz, açıklayayım: Bu blogu yazmaya başlayınca ismi ne olsun diye düşündük Şimal Deniz ile. Kendisi her ne kadar 6 yaşında olsa da "Mucizeyi Lezzetler" programının her bölümünü defalarca bilgisayardan izliyor ve zaman zaman da beni bilgilendiriyordu bazı tarifler konusunda. İşte biz bu bloğun ismini Refika Birgül'ün bu programının başlangıç müziği olan Where Has Sally Gone şarkısının içinde geçen little girl sözünden etkilenerek koyduk. Sevgiyle kalın ve de sağlıkla...

4 Aralık 2013 Çarşamba

#Blogfırtınası esmeye devam ediyor :Hayatı yeniden keşfedin_jeffrey E. Young








Üniversite yıllarımda görüp, beğenip defterime yapıştırmıştım bu karikatürü. 4. gün için yazmam gereken hayali karakter de burada devreye giriyor. Nasıl mı? Yaşamak için kavga etmeyi öğrenen bu çiftimiz sonunda bu konuda yardım almaya karar verip bir psikologa gidiyorlar. İşte o psikoloğun tavsiye ettiği kitaptan bahsedeceğim size. Ben de okuma fırsatı buldum bu kitabı : "Hayatı Yeniden Keşfedin ". Neden bahsediyormuş ki derseniz, şema terapi ve şema terapi ile sorunlara yaklaşım. Şema terapi psikolojide var olan farklı terapi yöntemlerinin tek başına kullanıldığında karmaşık insan doğasını incelemede ve sorunlarını çözmede yetersiz kaldığının fark edilmesi ile geliştirilen karma terapi yöntemi diyebilirim. Okuyucu olarak anladığım bu. İnsan davranışının altında yatan 11 temel şemayı anlatıyor kitap. Şemanız sizin düşmanınız ve biz de düşmanınızı tanımanızı istiyoruz diyerek hepsini tek tek inceliyor şemaların örneklerle. Ve bunları ortadan kaldırmak için yöntemler, alıştırmalar veriyor. İçindeki uygulamaları yaparsanız  faydalı olacaktır. Ne yazık ki ben bu konuda pek başarılı değilim. Detayları merak edenlere ve psikoloji ile ilgilenenlere tavsiye edilir...